“Her şeyi etüt etmiş
ve aşmış ve artık öğrenecek bir şeyi kalmadığına inanan Doktor Faust,
yeryüzündeki sınırlı yaşamın acısından kurtulmak için ruhunu Mephisto ya, yani şeytana
satar. Mephisto, bunun karşılığında Faust’u bilgi hastalığından kurtaracaktır.
Nitekim bir cadının hazırladığı iksirle Faust un gençleşmesini sağlar. Artık
genç ve yakışıklı bir adam olan Faust, Gretchen adında güzel bir kızla
karşılaşıp ona âşık olur. Bu güzel kızın Faust un tutkusundan kurtulmasının
yolu yoktur artık.”
Haydar Zorlu |
Haydar Zorlu tarafından çevrilen ve sahneye
uyarlanan bu eserin tek oyuncusu da yine kendisi. Tek başına sahnede
seyircisinin ilgisini dağıtmadan böylesine önemli bir eseri sergilemek
yeterince zorken, Zorlu durumunu daha da güçleştirip sahneye sadece siyah
perdeler yerleştirmiş ve bir küçük paravan ile bir de sandalye kullanmış dekor
olarak. Yani koskoca sahnede kendisi dışında neredeyse hiç yardımcı etmen
kullanmadan sergiliyor performansını. Öyle ki, giydiği kostüm bile fazlasıyla
nötr, simsiyah bir kıyafet içinde çıkıyor sahneye.
Haydar Zorlu bu tek kişilik haliyle, sahnede 3 ayrı
karakteri canlandırıyor: İlk olarak Dr. Faust tabi ki! Kendi içinde karmaşa
yaşayan, ikilemlere düşen ve şeytanla anlaşma yapan doktorun iç çalkantılarını
o kadar berrak aktarıyor ki izleyenlere; oyunun başından sonuna kadar bir an
bile kopmadan Faust’un başına gelecekleri takip ediyor herkes. İkinci olarak
Şeytan Mephisto! Doktoru yoldan çıkaran, onun ruhunu alan, kötü, anlaşılmaz şeytan
rolünde de gayet başarılı Zorlu. Ve son olarak da Doktor’un âşık olduğu genç,
alımlı ve ürkek kız Grechten! Sahnedeki oyuncu bu üç ayrı karakteri öylesine
güzel ve dolu dolu yansıtıyor ki; izlerken adeta sahnede tek kişi olduğunu
unutup üç ayrı karaktere ayrı ayrı yoğunlaşıyorsunuz. Kötü ve hain Şeytan’dan
birdenbire zarif ve güzel genç kıza geçiş yapılmasını yadırgamıyorsunuz bile hiç.
Tüm bu başarılarının yanı sıra, iki dilde oynaması da
kesinlikle ayrı bir güzellik ve etkileyicilik katıyor. Girişte ise Almanca bir
tiratla başlamak, hem oyuna, hem Goethe’ye hem de Alman edebiyatına ve
atmosferine kendinizi kaptırmak için çok iyi bir fırsat olmuş. 80 dakika
boyunca bir an bile sizi bir an bile sıkmadan, hem ses tonu, hem bedeni hem de
mimikleri arasındaki koordinasyonu ile kendisine hayran bırakarak başarılı bir
şekilde aktarıyor Faust’u.
Kesinlikle Haydar Zorlu’nun takdir edilesi performansına
şahit olmak için izlenesi bir oyun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder