4 Ocak 2013 Cuma

123


Geçen ay, Borusan Müzik Evi’nde 123’ün verdiği konseri dinlemeye gittim. Bu konsere gitmeden önce grup ve yaptıkları müzik hakkında detaylı bilgim olmasa da, birkaç şarkısını dinleyip beğendikten sonra, sahne performanslarını da izleme isteği uyandı içimde. Güzel bir cumartesi akşamı sakin ama eğlenceli geçen bu konser maceramdan sonra 123’ün artık alışkanlıklarım arasında yer alacağına neredeyse emindim.

Öncelikle konser mekânından bahsetmeliyim. Benim tavsiyem, eğer Borusan Müzik Evi’ne gidecekseniz ve 123 tarzında bir grubu dinleyecekseniz, biraz daha para verip sahnenin hemen önünden oturmalı bir bölmeden bilet almanız. Böylece şarkıları dinlerken rahatça oturup aynı zamanda içeceğinizi içebilirsiniz. Biz yukarıda ayakta durmak ile minderlere oturmak arasında çabalarken epey büyük maceralar atlattık diyebilirim. Bunun dışında, o gün konsere Norveçli trompetçi Gunnar Halle de eşlik ediyordu ve ben hepsinin enerjisini çok yüksek buldum. Sahneye çıktıkları andan itibaren hem büyük bir ciddiyetle işlerini yaptılar hem de kendilerini ve izleyenlerini çok eğlendirdiler. Konserde ağırlıklı olarak yeni albümlerindeki parçaları seslendirseler de, eski albümlerinden de ses getiren birkaç şarkıyı çaldılar. İşte size konserdeki parçalardan örnekler:

123 Müzik Grubu

Yokuz (son albümden)
Trip (feat Arto Tuncboyaciyan) ( son albümden)
The Eraser ( Radiohead'ın şarkısı grup coverlamış)
Binalar (son albüm)
Turuncu ( son albüm)



Grubun sahne performansını çok beğendiğim için kesinlikle bir dahaki konserlerini de takip edip, dinlemeyi planlıyorum. 123 severler bana hak vereceklerdir, ama henüz daha tanışmamış olanlara ise biraz yardımcı olmak için grup hakkında bazı bilgiler vermek de fayda var:

2004 yılında 3 kişi olarak kurulan grup (Feryin Kaya, Berke Can Özcan, Burak Irmak) isimlerini de buradan alıyor zaten. Vokalistleri Dilara Sakpınar henüz ekibe dâhil değildi. Grubun o zamanki müzik tarzı şimdikinden biraz daha farklıydı. Elektronik ritmlerin ağırlıklı olduğu bir dönemde ilk albümleri ‘Streo Love’ı yayınladılar. İşte tam bu zamanlarda, 2009 yılında ekibe Dilara (ünlü müzisyen İlhan Erşahin’in yeğeni ve orkestra şefi Ender Sakpınar’ın kızı) dahil oldu ve artık biraz daha vokalli müzik tarzına doğru geçiş yapmaya başladılar.

İlk albümlerinden sonra sırasıyla, ‘Aksel’, ‘Arve’ ve son olarak da ‘Lara’ adlı albümlerini yayınladılar. Aksel ve Arve albümlerinin özellikleri bir hikâye dâhilinde olması. Fakat son albümü Lara, hikâyelerden bağımsız bir albüm. Ayrıca belirtmek de fayda var: 123 kendi albümlerini kendileri yayınlayan bir grup. Kendi plak şirketini kurup albümlerini kendileri hazırlıyorlar. Üstelik bu konuda epey de titiz çalışıyorlar. Öyle ki, Aksel albümlerini 230 sayfalık bir illüstrasyon kitabı ile birlikte yayınladılar.

123, özellikle son birkaç yılda büyük bir yükselişe geçip kendisini iyice kanıtlayan bir grup oldu. Caz Festivalleri’ne katılmaları, senfoni orkestrasıyla yaptıkları konserleri onların önünü daha da çok açtı. Bu saatten sonra da bu kazandıkları ivmenin yavaşlaması da pek mümkün durmuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder