Geçen ay, Borusan Müzik Evi’nde
123’ün verdiği konseri dinlemeye gittim. Bu konsere gitmeden önce grup ve
yaptıkları müzik hakkında detaylı bilgim olmasa da, birkaç şarkısını dinleyip
beğendikten sonra, sahne performanslarını da izleme isteği uyandı içimde. Güzel
bir cumartesi akşamı sakin ama eğlenceli geçen bu konser maceramdan sonra
123’ün artık alışkanlıklarım arasında yer alacağına neredeyse emindim.
Öncelikle konser mekânından bahsetmeliyim. Benim tavsiyem,
eğer Borusan Müzik Evi’ne gidecekseniz ve 123 tarzında bir grubu
dinleyecekseniz, biraz daha para verip sahnenin hemen önünden oturmalı bir
bölmeden bilet almanız. Böylece şarkıları dinlerken rahatça oturup aynı zamanda
içeceğinizi içebilirsiniz. Biz yukarıda ayakta durmak ile minderlere oturmak
arasında çabalarken epey büyük maceralar atlattık diyebilirim. Bunun dışında, o
gün konsere Norveçli trompetçi Gunnar
Halle de eşlik ediyordu ve ben hepsinin enerjisini çok yüksek buldum.
Sahneye çıktıkları andan itibaren hem büyük bir ciddiyetle işlerini yaptılar
hem de kendilerini ve izleyenlerini çok eğlendirdiler. Konserde ağırlıklı
olarak yeni albümlerindeki parçaları seslendirseler de, eski albümlerinden de
ses getiren birkaç şarkıyı çaldılar. İşte size konserdeki parçalardan örnekler:
123 Müzik Grubu |
Yokuz (son
albümden)
Trip (feat Arto
Tuncboyaciyan) ( son albümden)
The Eraser (
Radiohead'ın şarkısı grup coverlamış)
Binalar (son albüm)
Turuncu ( son
albüm)
Grubun sahne performansını çok beğendiğim için kesinlikle
bir dahaki konserlerini de takip edip, dinlemeyi planlıyorum. 123 severler bana
hak vereceklerdir, ama henüz daha tanışmamış olanlara ise biraz yardımcı olmak
için grup hakkında bazı bilgiler vermek de fayda var:
2004 yılında 3 kişi olarak kurulan grup (Feryin Kaya, Berke Can Özcan, Burak Irmak) isimlerini
de buradan alıyor zaten. Vokalistleri Dilara
Sakpınar henüz ekibe dâhil değildi. Grubun o zamanki müzik tarzı
şimdikinden biraz daha farklıydı. Elektronik ritmlerin ağırlıklı olduğu bir
dönemde ilk albümleri ‘Streo Love’ı yayınladılar. İşte tam bu zamanlarda, 2009
yılında ekibe Dilara (ünlü müzisyen İlhan Erşahin’in yeğeni ve orkestra şefi
Ender Sakpınar’ın kızı) dahil oldu ve artık biraz daha vokalli müzik tarzına
doğru geçiş yapmaya başladılar.
İlk albümlerinden sonra sırasıyla, ‘Aksel’, ‘Arve’ ve son
olarak da ‘Lara’ adlı albümlerini yayınladılar. Aksel ve Arve albümlerinin
özellikleri bir hikâye dâhilinde olması. Fakat son albümü Lara, hikâyelerden
bağımsız bir albüm. Ayrıca belirtmek de fayda var: 123 kendi albümlerini
kendileri yayınlayan bir grup. Kendi plak şirketini kurup albümlerini kendileri
hazırlıyorlar. Üstelik bu konuda epey de titiz çalışıyorlar. Öyle ki, Aksel
albümlerini 230 sayfalık bir illüstrasyon kitabı ile birlikte yayınladılar.
123, özellikle son birkaç yılda büyük bir yükselişe geçip
kendisini iyice kanıtlayan bir grup oldu. Caz Festivalleri’ne katılmaları,
senfoni orkestrasıyla yaptıkları konserleri onların önünü daha da çok açtı. Bu
saatten sonra da bu kazandıkları ivmenin yavaşlaması da pek mümkün durmuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder