![]() |
Filmin yönetmen, senarist ve oyuncusu Woody Allen. |
Güzel bir cumartesi
akşamı Caddebostan’da heyecanla izlemeye gittiğim, Midnight
in Paris’ten sonra sabırsızlıkla beklediğim Woody Allen filmi..
Film son derece tatlı bir
melodi ile başladı. Duyduğunuz andan itibaren ona eşlik etme hissi yaratacak,
hoş bir melodi... Derken, Roma’dan biraz görüntüler, Forum, Colleseum, Aşk Çeşmesi
ve İspanyol Merdivenleri ve daha nice küçük, tatlı ara sokaklar ve karakterler…
Filmde tek bir konu işlenmemiş
de, 4 ayrı koldan ilerlenmiş. O karakterlerin yaşamlarına birer kapı aralanmış.
Her biri kendi içinde eğlenceli güzel samimi hikayeler oluşmuş. Tüm bunlarla
birlikte çok beğendiğim Roma ve kulağa hoş gelen cezbedici müzikler de olunca muhteşem
bir 2 saat yaşamış oldum.
Benim en sevdiğim hikaye
ise Amerika’dan gelip İtalyan bir avukata aşık olan Alison ve onun ailesinin
hikayesi oldu. Woody Allen’ın kızın
babasını canlandırdığı bu bölümler çok samimi ve bol kahkahalı olmuş. Özellikle
duştaki şarkı söyleme sahneleri :)
Ayrıca Jack, Sally ve
Monica arasında geçen aşk üçgeni de, filmde işlenişi açısından ilginç olmuş
bence.
Ama filmdeki en eğlenceli
rol ise bir hayat kadınını canlandıran Penelope
Cruz’un Anna rolüydü bana kalırsa. Bu filmde ayrı bir hayranlık duydum
kendisine. Çok eğlenceli, komik, rahat bir karakter yaratmış Cruz.
Roma’da gezdiğim
sokakları ve yemek yediğim yerleri, dilek tuttuğum çeşmeyi bana özleten bu
film, bence en az Midnight in Paris
kadar güzeldi. Onun kadar nostaljik bir Paris havasında olmasa da, eğlenceli
bir Roma esintisi yaşattı. Film bittiğinde salondan çıkasım gelmedi ve ennn
kısa sürede Vicky Cristina Barcelona’yı
da izleyip, bu eksikliğimi telafi etmeye karar verdim.
Ne diyelim, herkesin
söylediği gibi, sıra İstanbul’da
olmalı bence de!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder